
- •1) Müslüman olmak.
- •2) Buluğa ermiş olmak.
- •3) Akıllı olmak
- •4) Hür olmak
- •5) Haccın farz olduğunu bilmek.
- •6) Haccın meydana geleceği bir vaktin bulunması.
- •1) Sağlıklı olmak:
- •2) Haccın edasına hissi bir engelin bulunmaması
- •3) Yol emniyeti
- •4) Bulunduğu yer ile Mekke arasında Seferi mesafe olması durumunda kadının yanında eşinin veya mahreminin bulunması.
- •İhrama nasıl girilir?
- •İhram Yasakları
- •İhramlıya Yasak olup Haccı Bozan Şey
- •Vacip Oluşu
- •Vucup Şartları
- •İhsarın Hükmü
- •İhramdan Çıkmanın Caiz olması
- •İhramdan Çıkmanın Hükmü
- •İhramdan Çıkmanın Caiz Oluşu
- •İhsarın Ortadan Kalkmasının Hükmü
- •İfrat haccinin yapilişi
- •İhrama girince şu fiillerden kaçınır.
- •Vekaletin Caiz Olma Şartları
- •Vekil ne ile vekalete muhalefet etmiş olur. Ve muhalefet ettiği zaman hükmü.
6) Haccın meydana geleceği bir vaktin bulunması.
Bu, şehirlerin Mekke'ye uzaklık yakınlığına göre farklılık gösteren bir şarttır.
Bir kimse için haccın diğer şartları tahakkuk ettiği halde hac vazifesini meşakkatsız olarak gidip ifa etmeye yeterli miktar bir vakit bulunmazsa hac ona vacip olmaz. Ölürse hac ile sorumlu tutulmaz.
7) Mekke'den uzak olanın azık ve bineğe malik olması.
"Oraya yol bulabilen herkesin Allâh (Celle Celâluhû) için Kâbe'yi haccetmesi gereklidir." (Al-i İmran, 97) ayet-i kerimesindeki "yol" nedir diye Peygamber Efendimiz'e soruldu? Cevap olarak: "Azık ve binektir" buyurdular.
Alimler, azık ve bineğe malik olmak haccın vucup (yükümlülük) şartıdır dediler. O halde hac, azık ve bineğin mubah kılınmasıyla vacip olmaz. Mubah kılanın mubah kılınan kişiye minnetinin olmasıyla olmaması müsavidir.
Bir kimse birine haccedebileceği malı hibe etse, hibe edilenin bu hibeyi kabul etmesi vacip değildir.
İmam-ı Mâlik: "Haccın vucubu için binek ne ibaha yoluyla ne de mülk olarak şart değildir azığa malik olmak ise şarttır" demiştir. Öyle ki bir kimse sıhhatli olup yürümeye kadir ise bineği olmasa da hac ona vacip olur. İmam-ı Mâlik "Oraya yol bulabilen herkesin Kâbe'yi Allâh için haccetmesi gereklidir." (Ali İmran, 97) ayet-i kerimesinin zahirini delil getirmiştir. Ona göre her kim ki sağlığı yerindedir, yürümeye kadirdir ve azığı da vardır, o kişi "oraya yol bulan "kişidir. Yani Kâbe'ye gitmeye güç yetiren kişidir.
Biz Hanefilere göre hem azık hem de bineğe malik olmak, haccın vucubunun şartıdır. Çünkü Peygamber Efendimiz (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) istitaat (güç yetirmek)'i "azık ve binek" olarak tefsir etmiştir. Yani sadece azık olarak veya sadece binek olarak değil, her ikisi beraber istitaat'dır. O halde İmam-ı Mâlik (Rahimehullâh)'in dediği gibi yürümeye kadir olmakla istitaat (güç yetirmek) gerçekleşmez.
Binek şartı, Mekke'den uzak olan kişiler hakkında riayet edilen bir şarttır. Mekke ehli ve Mekke'nin etrafında olanlar, binek olmasada yürümeye kadir olurlarsa hac onlara vacip olur.
AZIK VE BİNEK
İsraf ve aşırı kısmanın olmadığı orta bir nafakayla Mekke'ye binek üzerinde (günümüzde vasıtayla) gidip gelmeyi sağlayacak miktar mala malik olmaktır. Bu mal, evinden, hizmetçisinden, atından, silahından, elbisesinden, ev için gerekli olan eşyalarından, ailesinin ve varsa hizmetçisinin nafakasından ve onların giyiminden ve borçlarını ödeyeceği miktardan fazla olarak bulunmalıdır. Fıkıh kitaplarımızdaki asl-i (temel) ihtiyaçlarının dışında "azık ve bineğe" kadir olmak ifadesinde asl-i ihtiyaçlar, yukarıda saydığımız şeylerdir. Ebû Yûsuf (Rahimehullâh)'un şöyle dediği rivayet edilmiştir:
Yukarıda saydığımız asl-i ihtiyaçlarla birlikte, hac'dan döndüğü zaman bir ay kullanacağı nafakayla kadir olmalıdır.
Bir kimse için evini satıp daha düşük bir paraya ev satın alması ve artan parayla hacca gitmesi mümkün ise, böyle yapması faziletlidir. Fakat bu, üzerine vacip değildir. Çünkü o, evinde oturmaya muhtaçtır.
Kerhi şöyle zikretmiştir: Ebû Yûsuf (Rahimehullâh) demiştir ki, bir kimsenin evi, hizmetçisi ve ailesinin nafakası olmasa, yanında onu hacca götürüp getirecek para olsa, bu parayı haccın gayrında kullanması uygun olmaz. Eğer bu parayı gayrında kullanırsa günah işlemiş olur. Çünkü o, paraya malik olduğu için hacca güç yetirendir.
Haccı terketme konusunda mazur görülmez. Ev ve hizmetçi satın almayı terketmeyle herhangi bir zarara uğramış olmaz. Evini veya hizmetçisini satmak böyle değildir. Çünkü onları satmakla zarar görür. "Ailesinin nafakası (azığı)" sözü tevillidir. Tevili de şudur: Hacca gidiş-dönüş miktarı içerisinde gerekli olan azıktan fazla olan azıktır. Gidiş-dönüş zamanı içerisinde ihtiyaç duyulan azık hac'dan önceliklidir. Yani o azık olmadan hac kişiye vacip olmaz. Nitekim bunu beyan etmiştik.
HACCIN VUCUB-I EDASININ ŞARTLARI
Haccın vucub-ı edasının şartları beştir.