Добавил:
Upload Опубликованный материал нарушает ваши авторские права? Сообщите нам.
Вуз: Предмет: Файл:
турк.чĕлхи.doc
Скачиваний:
0
Добавлен:
01.07.2025
Размер:
1.32 Mб
Скачать

5. Точкăсем вырăнне кирлĕ сăмахсем лартăр.

1ĕ Hangi otele ĕĕĕ Hanımefendi. — Tarabya otelineĕ 2ĕ Ayrı ĕĕĕ oturunuzĕ 3ĕ Para ĕĕĕ gişesi bu mu. 4ĕ Burası işime ĕĕĕ Çok pahalıdırĕ 5ĕ Otele telefon et bakıyımĕ Odayı önceden ĕĕĕ lâzımĕ 6ĕ Lûtfen hastanenin yolunuĕĕĕĕ eder misiniz beyefendi. 7ĕ Yıkanacak çamaşırıĕĕĕ götürdün mü.

6. Скобкăри сăмахсене кирлĕ падеж формине лартăр.

1ĕ Hilton oteli sizi (kabul etmek) hazırdırĕ 2ĕ Bana bir oda (temin etmeniz) rica ederimĕ3ĕ Onların (çoğu) öğrenciler teşkil ederĕ 4ĕ Bu sorun büyük bir (önem) haizdirĕ 5ĕ Bu telefon şehir (hat) bağlanmazĕ 6ĕ (Kahvaltımız) büfede edeceğizĕ 7ĕ (Asansör) çıkmam, başım dönmeğe başlarĕ

7. Ыйтусене çирĕплетсе туллин хуравлăр.

Bir otele indiniz mi hiç. 2ĕ İndiğiniz otel konforlu muydu. 3ĕ Odanızı önceden mi ayırttınız. 4ĕ Lüks otelde boş oda bulmak zor mu. 5ĕ Otel şehrin merkezinden uzak mı. 6ĕ Cephesi caddeye mı bakar. 7ĕ Buraya inenlerin çoğunu turistler mi teşkil eder. 8ĕ Size ayrılan oda ikinci katta mı bulunuyordu. 9ĕ Odanın ücretini peşin mi verdiniz. 10ĕ Kahvaltınızı odanızda mı ettiniz. 11ĕ Odanızdaki mobilya kullanışlı mıydı.

8. Ыйтусене хирĕçлесе туллин хуравлăр.

1ĕ Bay Mahmut İstanbul'a uçakla mı geldi. 2ĕ İstanbul’a gelince hemen ml otele gitti. 3ĕ Bir kimse önceden otelde yer ayırttı mı. 4ĕ Plaza otelinde boş yer var mıydı. 5ĕ Tarabya oteli İstanbul'un iş, merkezlerine yakın mı. 6ĕ Odasında çalar saat var mıydı. 7ĕ Bay Mahmut odanın ücretini hemen mi verdi. 8ĕ Para değiştirme gişesi açık mıydı. 9ĕ Bay Mahmut yıkanacak çamaşırını çamaşırhaneye mi götürdü.

9. Турккăлла куçарăр.

1. Эсир хăш гостиницăра чарăнтăр; 2. Гостиницăри пÿлĕм лайăх-и; 3. Пÿлĕмре телефон пур-и; 4. Сирĕн пушă пÿлĕмсем пур-и; 5. Гостиница ăçта вырнаçнă; 6. Пÿлĕмре ванна пур-и; 7. Гостиницăра кафе пур-и; 8. Лифт ăçта вырнаçнă; 9. Пÿлĕмре будильник пур-и; 10. Ку гостиница хула варринчен инçетре-и; 11. Эсир Стамбула самолетпа килтĕр-и; 12. Ку пÿлĕм мана питĕ килĕшет.

10. Альтернативлă ыйтусем йĕркелĕр.

1ĕ Hemen otele gitti, yoksa önce danışma bürosuna müracaat ettiĕ 2ĕ Şehre, trenle, otobüsle, geldinĕ 3ĕ Oraya, yerli, yabancı turistler inerlerĕ 4ĕ Kendinize, lüks, otelde, birinci sınıf otelde, yer temin ettinizĕ 5ĕ Kalacağınız oda, tek yataklı, çift yataklıĕ 6ĕ İneceğiniz otel, şehrin kenarında, merkezinde, bulunuyorĕ 7ĕ Resepsiyon, açıktı, kapalıydıĕ 8ĕ Odanızın anahtarı, yanınızda, resepsiyondaĕ 9ĕ Kahvaltısını, odasında, büfede edecekĕ 10ĕ Salon alt katta, üst kattaĕ

11. Ыйтусене хуравлăр.

1ĕ Otel meselesini halletmeniz gerekirse her şeyden evvel ne yaparsınız. 2ĕ Lüks otelde boş oda bulmak güç gelirse ne yaparsınız. 3ĕ Önceden telgraf veya telefonla yer ayırtırsınız daha iyi mi olur. 4ĕ Tarabya otelinde yalnız çiftler olursa gene iner misiniz. 5ĕ Bu otel sizi kabul etmeğe hazır olmazsa nereye gidersiniz. 6ĕ Odanızın penceresi Boğaz'a bakmazsa kabul olmaz mısınız. 7ĕ Odaların ancak banyosuzu olursa tutar mısınız. 8ĕ Gündüzleri şehirde bulunursanız odanın anahtarını resepsiyona mı bırakırsınız. 9ĕ Hava güneşli olursa gezmeye gider misiniz.

Пĕлсе тăма!

Üzere хыç сăмах ифинитив хыççăн тăнă için чух хыç сăмахпа синонимлă пулать. Чăваш чĕлхинче кун пек тĕслĕхсене -ма-ме, -машкăн-мешкĕн аффикссемлĕ инфинитивпа палăртма пулать. Тĕслĕхрен: bu meseleyi halletmek üzere _ ку ыйтăва татса памашкăн, ку ыйтăва татса пама.

Sürü _ нумай пĕлтерĕшлĕ сăмах. Вăл чылай изафет пĕрлешĕвĕсенче тĕл пулать: insan sürüsü _ çынсен ушкăнĕ* koyun sürüsü, at sürüsü _ сурăх кĕтĕвĕ, лаша кĕтĕвĕ* bir sürü _ питĕ нумай.

Dahil, hariç căмахсене япала ячĕ хыççăн тăнă чух тĕрлĕрен куçараççĕ. Тĕслĕхрен: İvanov dahil 5 kişi gidecekĕ _ Пурĕ 5 çын кайĕç, вăл шутра _ Иванов та. Ankara hariç birkaç şehirdeĕ _ Анкарасăр пуçне темиçе хулара.

Sözlerle deyimler, otele inmek _ гостиницăра чарăн, mesele _ ыйту, проблема, halletmek _ (ыйтăва) татса пар, danışma bürosu _ ыйту бюровĕ, müracaat etmek _ ыйт, temin etmek _ гаранти пар, ayrı ayrı _ уйрăм, bir sürü _ пĕр купа, yabancı _ ют çын ют çĕршыв çынни, ayırtmak _ вырăн йышăнса хур, kabul etmek _ килĕш* йышăн, (ne) yazık _ мĕнле шел, rahat _ канлĕ, канлĕх, manzara _ картина, пейзаж, tarif etmek _ ăнлантар, сăнласа пар, modern _ хальхи, kenar _ айкки, cephe _ фасад, teşkil etmek _ составлять, resepsiyon _ регистратура, kalmak _ пул, demin _ анчах, lâvabo _ умывальник, priz (piriz) _ розетка, tek _ мăшăрсăр, elbise _ тум-тир, konfor _ комфорт, çamaşır _ кĕпе-тумтир, çamaşırhane _ кĕпе çумалли çурт, çalar saat _ будильник, haiz olmak _ иметь, hat(ttı) _ чикĕ, черта, dahili _ шалти, yoksa _ е, апла пулсан, gündüz _ кăнтăр вăхăчĕ, mümkün _ тен, şüphe etmek _ иккĕлен, şüphesiz _ несомненно, peşin _ аванс шучĕпе, işine gelmek _ май килтер, para değiştirme gişesi _ валюта улăштармалли вырăн, anahtar _ уçă, malûmat _ информаци, asansör _ лифт, asansörcü _ лифтер, oda döşeli _ сĕтел-пуканлă пÿлĕм, mobilya _ сĕтел-пукан, kullanışlı _ меллĕ, paydos _ тăхтав, hiç biri (si) _ пĕри те, kenar _ хĕрри (masanın kenarı _ сĕтел хĕрри, sehrin kenarı _ хула хĕрри, deniz kenarı _ тинĕс хĕрри, orman kenarı _ вăрман хĕрри). Neyse (ne ise) _ юрĕ-çке.

Çирĕм тăххăрмĕш урок _ Yirmi Dokuzuncu Ders

«-Casına» аффикс

«Глагол Ç -ıp(-a) durmak (kalmak)» форма

  • Турккă чĕлхинче -сasına/-cesine/-çasına/-çesine аффикс япала ячĕсем çумне те, -ır…,-mış… аффикслă глагол формисем çумне те хушăнма пултарать. Чăваш чĕлхине ку аффикслă формăсене пек хыç сăмахпа усă курса куçарма пулать. Тĕслĕхрен: deli-cesine _ ухмах пек, insan-casına _ çын пек, kör-cesine _ куçсăр пек* kudur-muş-çasına _ тарăхнă пек. Yağmur bardaktan boşan-ır-casına yağıyorĕ _ Çумăр витререн тăкнă пек çăвать.

-Ir-casına, -mış-çasına aффикслă формăсем -ır-mış gibi, -mış gibi формăсемпе синонимлă пулаççĕ. Ытти синонимлă формăсем: -yormuşçasına ç -yormuş gibi, -acakmışçasına ç -acakmış gibi.

  • «Глагол Ç -(y)ıp, -(y)a durmak (kalmak, gelmek)» форма ĕç нумая тăсăлнине е темиçе хут пулнине кăтартать. Кунта:

-(y)ıp, -(y)a _ деепричасти аффиксĕсем, durmak (kalmak, gelmek) _ пулăшу глаголĕсем. Ăна глаголăн тăсăмлăх форми теççĕ. Тĕслĕхрен: Küçük, ne diye ağlayıp duruyorsun. _ Ачам, эсĕ мĕншĕн макăрса тăратăн;

Енчен те пулăшу глаголĕ -dı, -ır(-ırdı), -mış(-mıştı) аффикссем йышăнать пулсан тĕп глагол та çав формăрах пулать (деепричасти аффиксне йышăнмасть). Тĕслĕхрен: Bütün gün yaz durduĕ _ Вăл кунĕпе çырчĕ (çырса тăчĕ).

Alıştırmalar

1. Паллă тунă глаголсене тăсăмлăх форминче калăрĕ

1ĕ Sizin neler konuştuğunuzu sorduĕ 2ĕ Kendine geldi, kendine geldi diye tekrarlıyorduĕ 3ĕ Cevabını alınca şaştıkĕ 4ĕ Ne sevindin, ne sevindim bilmezsin diyorduĕ 5ĕ Ağacın tepesine çekilen bayrak saatlerce dalgalandıĕ 6ĕ Ne susuyorsun.

2. Чăвашла куçарăр.

Yağmur hep yağdı durduĕ Babasından izin çıkarsa evleneceğim der dururduĕ Selim tâ sabaha kadar bir kitap okudu durduĕ Bu işe şaştım kaldım doğrusuĕ

Dün akşamın onunda Tarabya otelinin giriş kısmında kapıcı bir kol saati bulmuşturĕ Parti komitesi bütün bunları yarınki toplantısında konuşacaktırĕ Ahmet'i polis arıyorĕ

3. Точкăсем вырăнне кирлĕ сăмахсем лартăр.

1ĕ Ağlarmış gibiĕĕĕ 2ĕ Bayılacakmış gibiĕĕĕ 3ĕ Boğuluyormuş gibiĕĕĕ 4ĕ Zevk alırmış gibiĕĕĕ 5ĕ Bir şey söylemek istiyormuş gibiĕĕĕ 6ĕ Bunlardan haberi almamış gibiĕĕĕ 7ĕ İşinin ustası olmuş gibiĕĕĕ 8ĕ Annesine kavuşmuş gibiĕĕĕ

4. Скобкăри глаголсенчен -сasına аффикслă дееепричасти тăвăр.

1ĕ Damdan (düşmek) lâf söylerĕ 2ĕ Beni görünce, annesine (kahvuşmak) sevindiĕ 3ĕ Ona karşı (sevmek) davranırĕ 4ĕ Hizmetçi daha bir şey söylemek (istemek) kapıda durduĕ 5ĕ Yüzünü (ağlamak) buruşturduĕ 6ĕ (Bayılmak) bir sallandıĕ 7ĕ ( Boğulmak) uzun uzun öksürdüĕ 8ĕ Yanlışlarını (zevk almak) çıkarıyorduĕ

5. Текста вулăр чăвашла куçарăр.

Yıllık Kongre

(Aziz Nesin'in hikâyesiĕ Kısaltılmıştırĕ)

«İstanbul İşkembeciler ve Piyazcılar Derneği» o gün yıllık kongresini yapıyorduĕ Yeni idare heyeti seçimi çok gok hararetli geçmiştiĕ Başkanlığa getirilen Hidayet Kelleci, kendisini bu makama seçtikleri için, üyelere ayrı ayrı minnettar olduğunu belirterek, gündemin dilekler faslına geçildiğini söylediĕ

– Sayın arkadaşlarım!ĕĕ İlk sözü cemiyetimiz kurucularından olan ve 34 yıldır şehrimizde işkembeci dükkânı işleten Fahri Sarıkaya’ya veriyorumĕ Buyurun Fahri Bey, konuşunĕĕĕ

Kalabalığın arasından 50-55 yaşlarında uzun boylu bir adam ilerleyerek kürsüye çıktıĕ Kongreyi selâmladıktan sonra,

– Pek sayın arkadaşlarımĕ Bugün memleketimizde pahalılığa karşı kahramanca savaşan ve halkı ucuza doyuran işkembeciler, resmi makamlardan maalesef tam bir ilgi görmemektedirĕ Misalini de arz edeyimĕ Bugün İstanbul'da günde 3ĕ000 ile 3ĕ500 arasında koyun ve sığır kesilmektedirĕ Bu hayvanlardan çıkan işkembeler, maalesef işkembeci esnafına verilmeyip haksız bir şekilde dağıtılmaktadırĕ Bu işkembelerin 500 parçası, sucuk imalatçılarına veriliyorĕ 350 parçası, kıyma yerine kullanılmak üzere börekçilere dağıtılıyorĕ Biz bu durumu sayın valimiz Fahrettin Kerim Gökay'a arz ettikĕ Memlekette demokrasi olduğu için işkembecilere hususî muamele yapılamayacağını bildirdiĕ

Sonra biz ısrar edince vali bey, bizim beyinli baş sattığımızdan şikâyet ettiĕ Beyinli baş iyi olur ise de vali bunu kabul etmiyorĕ Başların hem beyinsiz, hem de dilsiz olmasını şart koyuyorĕ

Haydi beyinsiz başı kabul edelimĕ Fakat dillerini kesmek katiyen doğru değildir arkadaşlarĕĕĕ

Sayın arkadaşlarĕĕĕ Hepimiz eski günleri hatırlarızĕ Eski hükümetlerden çok çektikĕ Bu yüzden tuttuk, Avrupa’dan bar demokrasi getirdikĕ Ama bu demokrasiyi börekçiler için getirmedikĕ Demokrasi demek, işkembecinin hakkını işkembeciye vermek demektirĕĕĕ

Bu sırada kongre salonunda bir alkış koptuĕ Sıralardan ayağa kalkanlar Fahri Sarıkaya'ya «Bravo» diye bağırıyorlardıĕ Hatip, bardaktan bir yudum aldıktan sonra devam etti,

– Muhterem arkadaşlarımĕĕĕ İşkembecilerin haklarını korumak maksadıyla, sayın hükümetimize bir heyet göndermek istiyoruzĕ Bu heyet Demokrat Partiye bağlılığımızı arz edecek ve sonra böreğin içine işkembe koyanlara 15 seneden 20 seneye kadar ağır hapis cezası verilmek üzere madde konmasını isteyecek Sözlerim, bundan ibarettirĕ Hepinizi saygı ile selâmlarım kardeşlerimĕĕĕ

Fahri Sarıkaya alkışlar arasında kürsüden indiĕ Kongre başkanı,

– Arkadaşlar, dedi, şimdi söz piyazcı esnafından, arkadaşımız İlyas Topgülle’ye aittirĕ Buyurun İlyas Bey!ĕĕ

İlyas Topgülle ağır ağır ilerleyerek kürsüye çıktı,

– Sayın arkadaşlar!ĕĕ

Ben bu memleketin en kıymetli piyazcılarından biri olarak sizi selâmlarımĕ Bizim, memlekete yaptığımız hizmet çok şükür büyüklerimiz tarafından da kabul ediliyorĕ

Sayın particilerimiz bile piyazı ve piyazcılığı o kadar benimsemişlerdir ki, onların bir gün bile piyazdan vazgeçtiği görülmemiştirĕ

Demokrat piyazcılardan Tevfik Nimetoğlu, arka sıradan bağırdı,

– Ne demek istiyorsun arkadaş. Kongreye siyaset karıştırma…

– Arkadaşlar bir dakika müsaade edinĕ Piyaz bizim gıdamız olmuşturĕ Memleketteki piyazcıların günden güne arttığını görmekle sevinirkenĕ

– Sus be herif!ĕĕ İndirin şunu aşağıyaĕĕĕ

– Vurunĕĕĕ

– Susĕ Aşağı inĕ Defolĕĕĕ

– Erkeksen dışarı çıkĕĕĕ Piyazı gösteririz sanaĕĕĕ

– Sayın arkadaşlarımĕĕĕ Bir dakika müsaade ederseniz bir çift sözüm varĕĕĕ

–İn aşağı, alçakĕĕĕ Beşinci kolĕĕĕ

–Yahu bir dakika müsaade edin deĕĕĕ

Kongre bir anda karıştıĕ Başkan durmadan zil çalıyor, delegeler birbirleriyle itişiyorlardıĕ Yan kapılardaki polis memurları da, kavgacıları ayırmaya çalışıyorlardıĕ