Добавил:
Upload Опубликованный материал нарушает ваши авторские права? Сообщите нам.
Вуз: Предмет: Файл:
турк.чĕлхи.doc
Скачиваний:
0
Добавлен:
01.07.2025
Размер:
1.32 Mб
Скачать

1. Глаголсене хистевлĕ формăра тăвăр.

Durmak, bulunmak, binmek, seyretmek, görmek, çıkarmak, vermek, yorulmak, tutmak, bilmek, konuşmak, anlamak, yemek, almak, girmek, oturmak, gezmek, başlamak, inmek, tanımak, yürümek, ayrılmak, uzanmak, ayırmakĕ

2. Панă сăмахсемпе усă курса предложенисем тăвăр.

1ĕ Yazın, size, oraları, gezdirmekĕ 2ĕ O, bahçeler, güzel kokulu, çiçekler, her, şey, unutturmakĕ 3ĕ Kardeşiniz, köprü, üstünde, durdurmak, nehir, seyrettirmekĕ 4ĕ Alo, burası, neresi, diye, sordurmakĕ 5ĕ Bu sualler, cevap verdirmekĕ 6ĕ Ona, taksi, tutturmakĕ 7ĕ Kumlar, üzerinde, yatırmakĕ 8ĕ Bana, balığı, ısmarlatmakĕ 9ĕ Şişeleri, açtırmak, bardaklara, bira, koydurmakĕ 10ĕ Sonbaharda, denizde, vapur gezintisi, yaptırmakĕ

3. Тĕслĕхпе усă курса предложенисене улăштарăр.

Тĕслĕх: Beni sofra başına oturttuĕ _ Sofra başına oturdumĕ

Onlara Türkçe okutsun! Beni öteye geçirdiĕ Müdür bana Ahmet'i çağırttıĕ Bana şekerli kahve içirmeĕ Tutturunuz şu adamıĕ Sakın, şu küçük kızı düşürmeĕ Git be buradan, oğlum, başımı ağrıtmaĕ Saat yedide işimizi bitirdikĕ Makaleyi bana mı yazdıracaksınız.

4. Глаголсене имперфектра пĕрреллĕ тата нумайлă хисепсенче сăпатлăр:

a) çирĕплетÿ тата хирĕçлев аспекчĕсенче: yetişmek, uğraşmak, etmek, oturmakĕ

ă) çирĕплетÿ тата хирĕçлев аспекчĕсен ыйтуллă форминче: unutmak, çağırmak, götürmekĕ

5. Турккăлла куçарăр.

Вăл вăхăтра эпир кунта пурăнмастăмăр. Эпир сана каламастăмăр-и вара; Кашни вырсарни кун вĕсем яла каятчĕç. Малтан ун пек костюмсем тăхăнмастчĕç. Шупашкара килсен вăл яланах çак гостиницăра пурăнатчĕ. Çичĕ сехетре эпир ĕçе пĕтереттĕмĕр. Пысăк самолетсем кунта анмастчĕç. Эсир ун чух пулă тытаттăр-и; Вăл вăхăтра çÿçе урăх тĕрлĕ кастаратчĕç. Эпĕ малтанах ăна çавăн пек тăваттăм.

6. Тĕслĕхпе усă курса предложенисене улăштарăр.

Тĕслĕх, Ben sandalyeye oturdumĕ – Beni sandalyeye oturttuĕ

Köftemi yedimĕ Türkçe okudukĕ Şimdi siz mi Türkçe konuşacaksınız. Bu uzun mektubu yazacak mı. Vaktinde eve dönmedikĕ Ben ona komposto vermedimĕ Troleybüse bindinizĕ Pencereyi açtınız mı. Arabayı tutamadıkĕ Şu güzel şehri gezdin mi.

7. Чăвашла куçарăр.

Bir yere uğramaz, doğruca fabrikaya giderdikĕ Balık tutar mıydınız. O zamanlar saçlarını başka türlü kestirirdiĕ Yazları köye falan gitmez miydin. Gençken bunu öyle yapardımĕ Büyük uçaklar buraya inmezdiĕ Çok meşgulüm, yoksa sizinle ben de gelirdimĕ Küçüktür, böyle bir şey yapamazdıĕ Peki, benim yerimde olsanız ne yapardınız.

8. Текста вулăр, чăвашла куçарăр.

Mağazada

Bugün mağazalardan birine gittikĕ Önce vitrine baktıkĕ Aman ne güzel şeylerĕĕĕ İçeri girdikĕ Geniş, büyük, tavanı yüksek bir mağazaĕĕĕ Kapının karşısında, kasada bir kız varĕ Ortada soba varĕ İyi giyimli bir bey sobanın başına oturmuş, kahvesini içiyorĕ Kasanın yanında bir delikanlı, kızla konuşuyorĕ Tezgâhın arkasındakilerden orta yaşlı bir adam gazete okuyorĕ Yine tezgâhın başında duran bir genç de kapağı renkli bir polis romanı okuyorĕ

Erken erken gelmişizĕ Bizden başka da gelen yokĕ Yalnız, vitrini seyreden üç, dört kişi daha varĕ

Sağa sola baktık, bize aldıran yokĕĕĕ Tezgâha yanaştık Raflardaki toplara bakıyoruzĕ Kendi aramızda konuşuyoruzĕ

– Şunlardan ne güzel perde olur!

– Acaba metresi kaça.

– Eni kaç santim acaba.

– Kime sorsak.ĕĕĕ

Kahvesini içtikten sonra, solundaki tezgâhtarla tatlı tatlı konuşan adama yanaştımĕ

– Affedersinizĕĕĕ

– Ne var yahu. Görüyorsun konuşuyoruzĕ

– Pazen istiyoruz, siz mi vereceksiniz.

– Kaç metre.

– Ama biz ondan istemiyoruzĕ Vitrinde gördükĕĕĕ Pembe de, mavi mavi çiçekleri varĕ

– Ondan kalmadıĕ

– Vitrinde var beyefendiĕ

– О vitrinlikĕĕĕ Vitrinden indirmeyizĕĕĕ

– О halde şu sıraya bakabilir miyiz.

– İndir, kaldır olmaz! Bak işte uzaktanĕĕĕ Hepsi de pazenĕĕĕ Hangisini istiyorsan, onu söyle!ĕĕ

– О sarıyı istiyoruzĕ

– Ne kadar.

– Beş metre!

– Ondan beş metre kesilmezĕĕĕ O bütün topĕĕĕ

– Şu yeşilĕĕĕ

– О dört metrelik bir parçadırĕ İsterseniz vereyim, ha dört metre, ha beş metreĕĕĕ

Bizimkiler dört metreden çıkar mı, çıkmaz mı diye konuşuyorlarĕ

Bay tezgâhtar akıl veriyorĕ

– Eteği kloş yapmazsanız çıkarĕ

– Çocuklara pijama yapacağızĕ

– İyi, paçalarını biraz kısa yapınĕĕĕ Zaten bu sene kısa modaĕĕĕ

– Bizi beklemekten sinirleniyor,

– Bayım, bu kadar millet alış veriş edecekĕĕĕ Hangisini istiyorsanız söyleyin!ĕĕ

Çaresiz, bay tezgâhtarın kendisinin beğenip de ilk çıkardığı siyah pazenden beş metre kestiriyoruzĕ Başka yerde «güle güle kullanın!» diye kumaşı keserler ya, bizim Yerli Malların baş tezgâhtarı, kumaşı kızgınlıkla «carrt!ĕĕ» diye yırtıyorĕ Bize bir kâğıt uzatıyorĕ

– Karşıya!

Karşısı pembe kâğıda bir mühür vuruyorĕ Yandakine!ĕĕ Yandaki damgalıyorĕĕĕ Bir hanım pembe kâğıdı ikiye parçalıyor, bir parçayı bize uzatıyorĕ Veznedeki bayana o kâğıt parçasını götürüyoruzĕ

–Saat 12 oldu, paydos, diyor, öğleden sonraĕ

– Sıram gelince, bayana para uzatıyorumĕ

– Bozuk verin!ĕĕ

– Bozuk yokĕĕĕ

– Bozdurun efendim, burası sarraf dükkânı değilĕĕĕ

Mağazadan çıktımĕ Tütüncü bozmazĕ Gazeteci bozmazĕ Bir çikolata aldım, bozdularĕ Kasiyer hanıma parayı verdimĕ Bir kağıt uzattıĕ Tekrar damgaladılarĕ Damgalı kâğıdı başka birine verdim, paketi uzattılarĕ

9. Скобкăри сăмахсене кирлĕ падеж формисенче лартăр.

Vapur (iskele) yanaştıĕ Beni (kasa) gönderdilerĕ (Tezgâh) başında bir genç duruyorĕ (Vitrin) bakın, belki bir şey bulursunuzĕ Ne diye (kolum) çekiyorsunuz. (Mavi çiçeklisi) alayım! (Sözü) aldırma, kuzum! Şu (top) üç metre keser misiniz. (Ben) mi akıl veriyorsunuz. (Paçaları) kısa mı yapacaksın.

10. Ыйтусене çирĕплетсе туллин хуравлăр.

Tezgâh başında her gün mü duruyor. Kitap kapaksız mıdır. Kapağı renkli kitap sizin mi. Karşıki mağazada kumaş satılır mı. Pembe rengi hoşunuza gider mi. Parayı bozdurabildiniz mi.0 raflarda kitap mı var. Pantolonun paçası yirmi santim mi olacak. Bu dükkânda paydos bir saat mi.

11. Ыйтусене хирĕçлесе хуравлăр.

Kumaşta damga var mı. Parayı tütüncüye mi bozdurdunuz. Sizde bozuk para var mı. Bu kostümün kumaşı ucuz mudur. Kumaşı kesen kız size «güle güle kullanın» dedi mi. Eteği kısa mı yaptınız. Eni 90 santimlik kumaştan aldınız mı.

12. Ыйтусене текст тăрăх хуравлăр.

О nereye geldi. Ne almak istiyordu. Mağazanın içerisi güzel miydi. Mağazada alıcıyı karşılayan, kendisine aldıran var mıydı. Sonunda kime yanaştı. Kahramanımızla konuşan tezgâhtar nasıl bir adamdı. Nazik miydi. Alıcı kumaşı kestirince bir saat daha mağazanın kapısında niçin durdu. Öğleden sonra kumaşını alabildi mi.

13. Турккăлла куçарăр.

Лайăх тăхăннă хĕр. Сире мĕн кирлĕ. Вĕсем пĕр-пĕринпе калаçаççĕ. Вăл манпа питĕ кăмăллă калаçрĕ. Пире никам та асăрхамасть. Эпĕ иртенпех нимĕн те çимен. Каçченех ĕçлетпĕр. Магазинта илемлĕ-и; Вăл мĕн илме шутларĕ;

14. Скобкăри сăмахсене кирлĕ формăра лартăр.

1ĕ Dün (gelememek). – Gelirdim, fakat acele bir işim çıktı daĕĕĕ 2ĕ O sırada onlar köyde (oturmak)ĕ 3ĕ Vaktim yok, yoksa ben de (gitmek) 4ĕ Bunu siz de (anlamamak)ĕ 5ĕ Mehmet de bizimle (gelmek). – Şüphesizĕ

15. Панă сăмахсемпе усă курса альтернативлă ыйтусем йĕркелĕр.

1ĕ Mavisini, pembesini, istersinizĕ 2ĕ Pazenden, basmadan, keseyimĕ 3ĕ Sende, bozuk, var, yokĕ 4ĕ Bu malı, satar, alırĕ 5ĕ Vitrindekini, raftakini, vereyimĕ 6ĕ Sağdaki, soldaki, tezgâhtar, yaklaştınızĕ 7ĕ Polis romanını, başka bir şey, okuyorsunuzĕ 8ĕ Tezgâhtar, genç, orta yaşlıĕ 9ĕ Şunlardan, perde, çocuk pijaması, yapacaksınızĕĕ

16. Турккăлла куçарăр.

Директора калăр-ха, çак хут çине пичет ларттăр. Кăштах уçăлса çÿрер-ха. Эсĕ ăна чей ĕçтер. Вăл ачасем валли шоколад илтĕр. Каçарăр-ха, эсир çав пусмана кăтартмăр-ши. Эсĕ хăвăн пакетна урăххипе ан улăштар.

Пĕлсе тăма!

Тур. Kime sorsak. ~ чăв. камран ыйтмалла-ши;

Тур. Bir iki gün ~ чăв. пĕр-ик кун.

Тур. Hoşunuza gitti mi. ~ чăв. Сире килĕшрĕ-и;

Тур. Aldırma! ~ чăв. Нимех те мар!

Тур. Alacaktıkĕ ~ чăв. Эпир илесшĕнччĕ (туянасшăнччĕ).

Тур. Hangisini istiyorsanız. ~ чăв. Эсир хăшне илесшĕн;

Тур. Haĕĕĕhaĕĕĕ ~ чăв. е...еĕĕĕ: е виçĕ метр, е тăваттă (пурпĕрех)

Сутуçă çапла каласа илнĕ япаласене туянакана парать: «Güle güle kullanın!»

Sözlerle deyimler, satmak – сут, satış – суту, mal – тавар, mavi – кăвак, mavilik – кăваклăх, kasa – касса, kasiyer hanım – билет сутакан хĕрарăм, soba – кăмака, iyi giyimli – лайăх тăхăннă, tezgâhtar – сутуçă, kapak(ğı) – хупă, hoşuna gitmek – килĕш, çekmek – турт, aldırmamak _ ан пăх, ан асăрха, yanaşmak – çывхар, raf – çÿлĕк, perde – карă, чаршав, kaça. – мĕн хак. еn – ан, анлăш, pembe – кĕрен, indirmek – (хакне) чакар, антар, kaldırmak – хăпарт, akıl vermek – ăс вĕрент, etek(ği) – юбка, аркă, paça – шăлавар хĕрри, millet – халăх, наци, alış veriş yapmak – япаласем туян, çaresiz – ирĕксĕрех, kumaş – пусма, материал, baş – тĕп, kızgın – хаяр, kızmak – шăртлан, хаярлан, yırtmak – çур, uzatmak – тăс, mühür vurmak – пичет ларт, damgalamak – штамп ларт, damga – штамп, parçalamak _ çур (пайсене), götürmek – илсе кай, paydos – тăхтав, öğle – кăнтăр (вăхăчĕ), göndermek – кăтартса яр, bindirmek – ларт (пуйăс çине), çoluk çocuk – килтисем, çемье, kuyruk(ğu) – черет, bozuk(para) – вак укçа, bozmak – вакла, bozdurmak – ваклаттар, paket – пакет, sevinç(ci) – савăнăç, şaşacak şey! – тĕлĕнмелле! karışmak – улшăн, хутăш, yerine – вырăнне, kahraman _ герой, nazik _ кăмăллă, içeri girmek _ шала кĕр, içeri almak _ (кĕме, иртме) чĕн, yüksek _ çÿллĕ.

Çирĕммĕш урок _ Yirminci Ders

«Глагол тĕпĕ Ç masını bilmek» форма

-Ar/-er, -şar/-şer аффикслă хисеп ячĕсем

- (Y)arak/-(y)erek аффикслă деепричасти

-Ki аффикс

  • «Глагол тĕпĕ Ç masını bilmek» форма ĕçе тума пĕлнине, ĕçе тума ятарлă хăнăху кирлине кăтартать.

Тĕслĕхрен: Okumasını biliyor ama, kitap okumak arzusu yokturĕ – Вăл вулама пĕлет, анчах кĕнеке вулама кăмăлĕ çук. Yüzmesini bilmeyenler için ders veriyorumĕ _ Эпĕ ишме пĕлменнисем валли урок ирттеретĕп.