Ali Baba Ve 40 Haramiler

ALİ BABA VE KIRK HARAMİLER

Bir zamanlar iki erkek kardeş vardı. Büyük kardeşin adı Kasım, küçük kardeşin adı Ali Baba idi. Kasım zengindi. Ali Baba ise çok fakirdi. Bir şehirde yaşıyorlardı. Kasım’ın büyük bir evi vardı. Ali Baba’nın ise aynı caddede küçük bir evi vardı. Kasabanın yanında bir dağ vardı. Dağda çok ağaç vardı. Kasabadaki insanlar evleri için odun almaya dağa giderlerdi. Bir gün Ali Baba, eşeğini aldı ve dağa odun almaya gitti. Dağdan çok uzaklara, ağın tepesine kadar gitti. İnsanlar hiç dağın tepesine gitmezlerdi; çünkü dağın tepesi çok yüksekteydi.

Ali Baba dağın tepesine yaklaşınca küçük bir ağacın altına oturdu. Orada otururken dağdan yukarıya gelen birçok insan gördü. Hemen hemen onun oturduğu aynı yere geliyorlardı. Onlar yaklaşınca onların haramiler (hırsızlar) olduğunu gördü. Her bir harami bir eşek sürüyordu. Kırk harami vardı. Haramilerin başkanı önde haramiler ise arkadaydı. Ali Baba, haramilerin başkanını önde atla giderken görünce çok korktu ve hemen koşup bir kayanın arkasına saklandı. Haramilerin ne yapacaklarını görmek için kayanın arkasından baktı.

Haramiler kayaya yaklaşırken, Ali Baba her eşeğin sırtında büyük bir kutu olduğunu gördü ve bütün kutular altınla doluydu. Sonra haramilerin başkanı dağın kenarını işaret etti ve “Açıl susam’” dedi. Haramilerin başkanı “Açıl susam” deyince dağın kenarında büyük bir kapı açıldı. Başkan dağın içine girdi ve onun arkasından da bütün haramiler bu kapının içeri girdiler. Sonra kapı yavaş yavaş kapandı. Ali Baba, kayanın arkasından çıktı. Kapının nerede olduğunu görmek için baktı, fakat hiçbir şey göremedi. Tekrara kayaya döndü, arkasına saklandı ve bekledi. Bir zaman sonra kapı açıldı. Bütün haramiler eşeklerini sürerek dışarı çıktılar. Ali Baba, haramilerin dağdan dışarıya çıktıklarında kutularının boş olduğunu gördü. Bütün altınları geride dağda bırakmışlardı. Ali Baba, “Hırsızların çalarak aldıkları bütün parayı bıraktıkları yer burası olmalı ‘” diye düşündü. Haramilerin başkanı kapıyı işaret etti ve “Kapan susam’” dedi. O zaman kapı kapandı ve hırsızlar uzaklaştılar.

Haramiler o yerden gider gitmez, Ali Baba kayanın arkasından çıktı. Dağın kenarını işaret etti ve “Açıl susam’” dedi. Kapı açıldı ve Ali Baba içeri girdi. Dağın içinde büyük bir salon vardı. Bu salon, altın ve mücevher kutularıyla doluydu. Eşeğini salona getirdi ve eşeğinin taşıyabileceği kadar çok altın koydu. Eşek altınları Ali Baba’nın evine taşıdı. Sonra Ali Baba karısını çağırdı; Ali Baba ve karısı bütün altınları evin içine taşıdılar.

Ali Baba’nın karısı “Burada ne kadar altın var ?” diye sordu. Ali Baba “Bilmiyorum” dedi. Karısı : “Bu altını ölçmek için bir ölçeğimiz olmalı” dedi. Böylece Kasım’ın evine koştu ve Kasım’ın karısından ona bir ölçek vermesini istedi. Kasım’ın karısı Kasım’ a söyledi. Kasım : “Ali Baba ne ölçmek istiyor ?” dedi.

Kasım’ın karısı : “ Bilmem” dedi. Kasım : “ Önce ölçeğe bir parça mum koy; sonra ona ver” diye cevap verdi. Böylece Kasım’ın karısı, onu Ali Baba’nın karısına vermeden önce ölçeğin bir parça mum koydu.

Ali Baba’nın karısı ölçeği geri verince, Kasım ölçekteki mumun üzerinde bir parça altın gördü. “Ali Baba’nın çok altını olmalı, eğer onun için bir ölçeğe ihtiyacı varsa” diye düşündü. Ali Baba’ya gitti ve

KASIM : Sen benim kardeşimsin. Ölçeğe ihtiyacın olacak kadar altını nereden buldun, bana söyle. Benim de altına ihtiyacım var; çünkü eskiden olduğum kadar zengin değilim.

Daha sonra Ali Baba, Kasım’ a her şeyi anlattı. Kasım eve gitti ve karısına :

KASIM : O altını biz Ali Baba’ dan daha çabuk almalıyız. Yoksa, Ali Baba hepsinin sahibi olacak. Benim beş eşeğim var, bu eşeklerin hepsini dağa süreceğim. Taşıyabildikleri kadar çok altın getireceğim. Sonra yine onları oraya süreceğim. Onları oraya beş defa, yirmi beş defa süreceğim. Ali Baba alamadan önce her bir altın parçasını getireceğim.

Böylece Kasım beş eşeğini dağa doğru sürdü. “Açıl susam’” dedi ve kapı açıldı. Eşekleri içeri sürdü. Beş eşeğin her birine taşıyabilecekleri kadar altın doldurdu. Onları tekrar eve sürmeye hazırlanırken kapıya işaret etti ve “Açıl sepane’” dedi. Ancak kapı açılmadı. “O sepane değildi; fakat S ile başlayan başka bir kelime idi” diye düşündü. S ile başlayan bir başka kelime söyledi ancak “susam” demedi. Bu yüzden de kapı açılmadı ve dışarı çıkamadı.

Ertesi gün sabahleyin, haramiler dağa döndüler. Altının olduğu bölüme girdiler. Başkan altınlara baktı ve adamlarına :

HARAMİLERİN BAŞKANI : Altınlar niçin olduğundan az var burada ? Birileri bizim altınları sakladığımız yeri bulmuş ve altınlarımızın bir kısmını götürmüş.

Başkan konuşurken haramilerden biri etrafı kol açan ediyordu. O, kutuların birinin arkasında saklanan Kasım’ı buldu. Başkanın yanına getirdi.

HARAMİLERİN BAŞKANI : Altınlarımızı alan adam bu adam. Hemen ona cezasını verelim.

Dedi ve adamları Kasım’ı öldürdüler. Kasım’ın karısı onu bekliyordu; fakat o dağdan gelmedi. Önce “Kasım çok altın getireceği için işi uzun sürdü ve geç kaldı” diye düşündü.

Daha sonra ise korkmaya başladı. “Geç oldu, akşam yaklaştı bu adam niçin gelmedi ?” Sonra çaresiz oturup beklemeye başladı. Gece vakit çok geç oldu ve Kasım hala gelmemişti. Sabah olur olmaz Kasım’ın karısı, Ali Baba’nın evine gitti ve ona :

KASIM’ IN KARISI : Kasım dün dağa gitti ve hala geri dönmedi. Onu çok merak ediyorum. Lütfen siz dağa gidin ve onu arayın.

Ali Baba, Kasım’ ı bulmak için hemen dağa gitti. Dağdaki altınla dolu bölümün tam içinde kardeşi Kasım’ın cesedini buldu. Cesedi üzülerek Kasım’ın evine kadar taşıdı. Haramiler dağa döndüler. Yakın zaman içinde, birisinin kapıyı açtığını ve Kasım’ın cesedini taşıdığını anladılar. Sonra Haramilerin başkanı, diğer adamlarına :

HARAMİLERİN BAŞKANI : Bu kapının nasıl açıldığını bilen başka insanlar da olmalı, çünkü gelip arkadaşlarının cesetlerini götürmüşler. Bunlar daha sonra gelip bizim altınlarımızı da elimizden alacaklar. Bu yüzden bu insanları hemen bulmalıyız ve onları öldürmeliyiz.

Haramilerin başkanı biraz düşünmeye başladı. En sonunda aklına bir fikir geldi.

HARAMİLERİN BAŞKANI : Bu kasabada otuz dokuz cadde var. Sizin her biriniz bu otuz dokuz caddeden birine gidecek. “Son zamanlarda dağda kimse öldü mü” diye her eve tek tek soracaksınız.

Otuz dokuz haramiden biri Kasım’ın evine geldi ve

HARAMİ : Son zamanlarda, dağda bu evden kimse öldü mü ?

HİZMETÇİ KIZ : Evet, Kasım öldü. Erkek kardeşi Ali Baba da onu dağda buldu.

Bunu öğrenen harami, hemen başkanının yanına koştu ve öğrendiklerini ona anlattı. Haramilerin başkanı bütün haramilere :

HARAMİLERİN BAŞKANI : Gidin ve kırk tane büyük küp alın.

Haramiler küpleri getirdiler. Başkan küplerden birini yağla doldurdu. Sonra haramileri diğer otuz dokuz küpten her birine soktu. Sonra haramilerin başkanı bütün küpleri bir araya koydu. Daha sonra günün geç saatlerinde onları Ali Baba’nın evine taşıdı. Ali Baba’ya :

HARAMİLERİN BAŞKANI : Ben bir yağ satıcısıyım. Gece yaklaştı ve hava kararıyor bu gece kasabada kalmalıyım. Lütfen bırakın kırk yağ küpümü sizin evinize koyayım. Bu gece için burada küplerimin durmasına izin verin. Sabahleyin erken gelip onları götüreceğim.

ALİ BABA : Evet, bu küpler burada kalabilir; fakat siz de burada kalmalısınız; yiyeceğe ihtiyacınız olacak.

Sonra o, karısını yanına çağırdı ve karısına :

ALİ BABA : Evde yiyecek var mı ? Haydi hemen bir yemek hazırla. Çünkü bir arkadaş bu gece evde kalacak ve yiyecek bir şeye ihtiyacı var.

Haramilerin başkanı bütün küpleri Ali Baba’nın evine koydu. Her bir küpe gitti ve içindeki haramiye “Her şey hazır olunca, ben buraya geleceğim ve sizi çağıracağım.” dedi. Ali Baba’nın karısı yiyeceği aldı ve pişirmeye başladı. Fakat az sonra yağ kabında çok az yağ kaldığını gördü. O zaman “Bu gece evimizde kalan yağ satıcısının kırk küp yağı var. Şu yağdan biraz kullanayım” diye düşündü. Böylece küplerden birine pişirmede kullanmak için yağ almaya gitti. İlk küpe gelince, küp içinde saklanan harami gelen kişinin kendi başkanı olduğunu zannetti.

HARAMİ : Her şey hazır mı ? Şimdi dışarı gelecek miyiz ? Ali Baba’yı öldürecek miyiz ?

Ali Baba’nın karısı küpün içinden gelen bu sesi duyunca eve gelen yağ satıcısının aslında haramilerin başkanı olduğunu anladı. Yavaş bir sesle :

ALİ BABA’ NIN KARISI : Küpte kal, ben tekrar geleceğim.

dedi. Daha sonra, sessizce başka küplerin yanına gitti. Bu küpün içindeki haramide hemen sordu : “Her şey hazır mı ?” İkinci küpteki bu sesi de duyunca : “Sakin ol. Şimdi orada kal, ben tekrar geleceğim” diye yavaşça cevap verdi. Ali Baba’nın karısı, otuz dokuz küpün yanına gitti ve onlara : “Sessiz bekleyin ben biraz sonra tekrar geleceğim.” dedi. Kalan bir küpten hiç ses gelmiyordu. Ali Baba’nın karısı o küpün içine baktı. Küpte yağ vardı. Bu yağ dolu küpü aldı. Yağı tencereye döktü ve ateşte kaynattı. Yağ kaynarken, kaynayan yağı aldı ve bu yağı otuz dokuz küpün içine biraz biraz döktü. Böylece bütün haramiler haşlandı ve öldü.

Sonra Ali Baba’ya gitti ve “Yağ satıcısı gerçek yağ satıcısı değil. O haramilerin başkanı ve buraya senin ölümüne sebep olmak için geldi. Diğer haramiler de yağ küplerinin içinde saklanmışlardı.” dedi. Sonra Ali Baba’ya otuz dokuz haraminin nasıl öldüğünü anlattı. “Başkan hala duruyor. Gece geç vakitlerde hava çok kararınca diğer haramileri çağırmaya gidecek. Bu yüzden ölüm kadar sessiz olmalısın ve karanlıkta onu beklemelisin.” dedi.

Ali Baba da karanlıkta küplerin yanında bekledi. Haramilerin başkanı karanlıkta adamlarını çağırmaya geldi ve Ali Baba, haramilerin başkanını öldürdü. Daha sonra da Ali Baba bütün altınları dağdan aldı. Çok zengin ve çok mutlu idi; karısına teşekkür etti ve onu çok sevdi. Çünkü o, Ali Baba’yı kırk haramilerden kurtarmıştı.

KONU SORULARI

1. Büyük kardeşin adı ne ?

2. Kim zengin, kim fakirdi ?

3. Kim büyük bir eve sahipti ?

4. Ali Baba, nerede bir eve sahip oldu ?

5. Ali Baba’nın sahip olduğu o ev büyük müydü, küçük müydü ?

6. Kasabanın yanında ne vardı ?

7. İnsanlar niçin dağa gittiler ?

8. Neden onlar dağın tepesine gitmediler ?

9. Ali Baba, nereye oturdu ?

10. Ali Baba kimi gördü ?

11. Onlar ne yapıyorlardı ?

12. Haramiler ne taşıyorlardı ?

13. Her bir eşekte ne vardı ?

14. Haramilerin başı ne söyledi ?

15. Kapı ne zaman açıldı ?

16. O ne zaman dışarı çıktı ?

17. Dağın içinde ne vardı ?

18. Kutularda ne vardı ?

19. Ali Baba’nın evine altınları kim taşıdı ?

20. Ali Baba orada altın olduğunu biliyor muydu ?

21. Kasım’ın karısı altınları neyle ölçtü ?

22. Ali Baba ne yaptı ?

23. Kasım kaç tane eşeği dağa götürdü ?

24. Haramiler, Kasım’ a ne yaptılar ?

25. Dağın yakınında ne vardı ?

26. Ali Baba ne buldu ?

27. Kasabada kaç tane cadde vardı ?

28. Haramiler kaç tane küp satın aldılar ?

29. Onlar küpleri neyle doldurdular ?

30. Küpler, Ali Baba’nın evinde ne zamana kadar kaldılar ?

31. Haramilerin lideri kimdir ?

32. Ali Baba’nın karısı ne yaptı ?

33. Ali Baba’nın karısı neyi kaynattı ?

34. O, yağı nereye döktü ?

35. Ali Baba kimleri öldürdü ?