Добавил:
Upload Опубликованный материал нарушает ваши авторские права? Сообщите нам.
Вуз: Предмет: Файл:
ATAMURAT. CPR (1).docx
Скачиваний:
0
Добавлен:
01.07.2025
Размер:
1.03 Mб
Скачать

Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu

İlk ve Acil Yardım Bölümü

20164995

ATAMURAT YANGİBAYEV

KARDİYOPULMONER ARREST TANIMI (KPA)

Kardiyopulmoner arrest (KPA) insanların ortak ölüm yoludur. KPA herhangi bir nedenle hastada solunum ve/veya dolaşımın ani beklenmeyen durmasıdır. Klinik olarak kardiyak mekanik aktivitenin durması ve bunun dolaşımın bulgularının olmamasıyla kanıtlanması olarak tanımlanmaktadır. KPA’nın klasik triadı bilinçsizlik, solunumun yokluğu ve nabzın alınamamasıdır. Arrest ortak bir sonlanım noktası olmasına rağmen, hastane içi ve dışı arrestlerin birbirlerinden oluş mekanizmaları ve prognostik faktörler açısından farklılık göstermekle beraber, sağ kalım benzer şekilde kötüdür. Hastane içi kardiyopulmoner arrest genellikle altta yatan hastalığı bağlıdır. Bundan dolayı hastane içindeki arrestlerin önlenmesine yönelik birincil ve en önemli yaklaşım riskli hastaların erken tanınması ve tedavisidir .Hastane dışındaki hastalar çoğunlukla gerçek bir kardiyak arrest yaşarlar. Erişkinlerde hastane dışı KPA etyolojisi değişik nedenlidir. Hastane dışı kardiyak arrest 38/100.000 oranında görülmektedir. Bununla birlikte bu grupta tüm ölümlerin yaklaşık %40’ı kardiyovasküler nedenli ortaya çıkmaktadır. Kardiyovasküler nedenli ölümlerin en az %60’ı ise ani kardiyak ölümle (AKÖ) ilişkilidir. Her yıl yaklaşık olarak hastane dışı Amerika’da 250.000, Avrupa’da 375.000 ölümün ani kardiyak arrest nedeni ile olduğu tahmin edilmektedir ve ventriküler fibrilasyon (VF) 17/100.000 oranı ile en sık gözlenen ritimdir. 2.1.1. Kardiyak Arrest Tanımı Kardiyak arrest kalbin pompa fonksiyonunu yapamaması, büyük arterlerde nabız alınamamasıdır. Ani kardiyak arrest Avrupa'da bir yılda 700.000 kişiyi etkileyen, bu nedenle de önde gelen bir ölüm sebebidir .Erişkinlerde kardiyak arrest ön planda olup aterosklerotik kalp hastalığı %80 lik bir dilimle bu listenin en başında yer alır. Altta yatan hastalık ister sık, ister nadir olsun kalp durmasının gerçekleşmesi için bu hastalıklar eninde sonunda iki kalp durdurucu ritm bozukluğu kolundan biri ile karşımıza çıkar.

Şok verilebilir ritimler:

Ventriküler Fibrilasyon (VF),

Nabızsız Ventriküler Taşikardi (nbVT)

Şok verilmeyen ritimler:

Asistoli,

Nabızsız Elektiriksel Aktivite (NEA) gibi ritimlerle beraber olabilir. Ani kardiyak arrest gelişen kazazedelerin %40'ında ilk ritim analizinde VF görülür .Kollaps anında daha fazla sayıda kazazede de ritmin VF veya hızlı VT olması mümkündür. Ancak ilk EKG kaydı yapılıncaya kadar bu ritim kötüleşerek asistoliye dönmektedir . VF düzensiz, hızlı depolarizasyon ve repolarizasyonlarla karakterizedir. Kalp koordine fonksiyonlarını kaybetmiş, çevreye etkili kan pompalanması durmuştur. Birçok ani kardiyak arrest gelişen kazazedede henüz VF mevcut iken, çevrede bulunanlar süratle hareket ederlerse hastayı yaşatabilirler fakat ritim bozulup asistoliye dönüştükten sonra başarılı resüsitasyon gerçekleştirmek pek mümkün değildir.VF ritmindeki kardiyak arrest de optimum tedavi, çevrede bulunanların süratle başlatacağı kardiyopulmoner resüsitasyon ve elektriksel defibrilasyondur. VF ve nabızsız VT’nin, asistoli ve NEA göre sağkalım şansı daha yüksektir. Özellikle dilate kardiyomiyopatilerde olmak üzere tüm kalp yetmezliklerinde ani kardiyak ölüm, tüm ölümlerin %40-50’sini oluşturmaktadır. Hastane içi kardiyak arrest nedenleri üzerinde yapılan çalışmalarda ise en çok non-kardiyak nedenler tespit edilmiş ve bunun en sık sebebi olarak da pnömoni bulunmuştur.

Solunum Arresti Tanımı:

Erişkin ve çocukta normal solunum sayısı farklıdır . Solunum arresti ani obstrüksiyon ya da başka nedenlere bağlı olarak solunumun durmasıdır. Hastada solunum arresti geliştiğinde, kalp birkaç dakika daha pompa fonksiyonunu sürdürür, bununla beraber beyine giden kan yeterince oksijen içermediğinden beyin fonksiyonları bozulur. Kalp kaslarının oksijen ihtiyacı karşılanamamaktadır sonuçta kalp durur. Hava yolu açıklığı sağlanır ve etkin yapay solunum başlatılabilirse kalp durması engellenir. Solunum arresti olan hasta veya yaralının solunum sesi duyulamaz, göğüs ve karın hareketleri gözlenemez, dokuların oksijensiz kalmasına bağlı vücudun uç noktalarında siyanoz gözlenir. Solunum Sayısının Normal Değerleri Yaş Normal solunum sayısı

Erişkin 12-20 dakika

Çocuk ve bebek 20-25 dakika

Solunum Arresti Nedenleri

  • Hava Yolu Obstrüksiyonu

  • Yabancı Cisim Aspirasyonu

  • İlaç Aşırı Dozu Duman İnhalasyonu

  • Kas güçsüzlüğü

  • Elektrik ve yıldırım çarpması

  • Akciğer hastalıkları Sinir hasarı

KPA Gelişen Kişide Görülen Semptom ve Bulgular

Bilinç kapalı, tonus kaybı ve tonik klonik konvülsiyon Nabız hiçbir yerde alınamaz Kalp sesleri duyulmaz Kan basıncı ölçülemez Solunum 1-3 dakika içinde durur Siyanoz ve solukluk görülür Pupiller dolaşımın durmasından 30-60 saniye sonra dilate olur EKG asistoli, nabızsız VT, VF, NEA gibi ritmlerin varlığı Bu bulguların varlığında hastada KPR başlanmalıdır. Karotis nabzının kontrolü, dolaşımın varlığı veya yokluğunu teyid etmek için pek doğru olmayan bir yöntemdir. Bununla beraber, hareketin, solunumun veya öksürüğün (dolaşım belirtileri) kontrolünün tanıda üstün olduğunu gösteren kanıt da yoktur. Bilinç kaybı olan kazazede de yeterli veya normal solunumun varlığını belirlemede sağlık personeli de sağlık personeli olmayan kurtarıcılar kadar zorluk çeker. Bu kazazedenin hava yolunun açık olmaması veya seyrek agonal (gasping) solunumu olması nedeniyledir . Agonal solunumlar kardiyak arrest durumunda %40 oranında görülmektedir. Çevrede bulunanlar agonal solunumları soluk almak, zorlukla veya güçlükle nefes almak şeklinde tarif etmektedirler. Bu nedenle 7 sağlık personeli olmayanlara, yanıt vermeyen (bilinci kapalı) ve normal olarak solumayan kazazedelerde KPR' a başlamaları öğretilmelidir.

Çocuklarda Kardiyopulmoner Arrest Nedenleri

Çocuklarda KPA sıklığı ve ileri yaşam desteği erişkine oranla daha azdır. Buna karşın çocuklarda erişkine oranla resüsitasyonun başarı şansı düşüktür. Hastane dışı kardiyak arrestlerin %4’ü infant, %10’u çocuk, %13’ü adolesandır . Hastane dışındaki KPA başarı insidansı yaklaşık %8 iken, hastane içinde bu oran yaklaşık %27’lere ulaşmaktadır (9, 34, 35). Hastane dışı respiratuvar arrestte sağkalım oranı > %70 olup iyi nörolojik sonuçlar bildirilmiştir. Hastane dışı VF sağ kalım oranları %20-30 oranında dökümante edilmiştir. KPA nedeni yaşa bağlı olarak değişir ve multifaktöriyeldir. Çocuklarda erişkinlerden farklı olarak daha çok solunum arresti ardından ikincil olarak kardiyak arrest gelişir. KPA’li çocuklarda ritmin %66’sı bradikardi, %10’u VT ve %7-15 ise VF, %15’i asistoli, %9’u NEA’dir. Sağ kalım oranları zayıf perfüzyon bulguları ve bradikardi de %38, VF ve nabızsız VT de %40 NEA’de %30, asistolide %12’dir. Çocuklarda VF’nin sık karşılaşılan nedenleri konjenital kalp hastalığı, uzun QT sendromu, ilaç aşırı dozu ve hipotermidir. Bu hastalarda hızlı defibrilasyon sonucu iyileştirir. İnfant ve çocuklardaki major ölüm nedenleri daha çok kazalar ve hastalıklardır . Kazalar; Yabancı cisim obstrüksiyonu (YCO), ateşli silah yaralanmaları, motorlu taşıt yaralanmaları, yaya yaralanmaları, bisiklet kazaları, yanıklar Hastalıklar; Astım, epilepsi, pnömoni, menenjit, sepsis Zehirlenmeler Suda boğulma Ani Bebek Ölüm Sendromu (ABÖS) Çocuklarda uzamış hipoksi ve şok nedeniyle kardiyak arrest prognozu kötüdür. Bir yaş altı çocuklarda sağ kalım oranı düşüktür. Boğulayazma en iyi prognoza sahiptir . Beş yaş altında YCO’na bağlı ölüm oranı %90’nın üzerindedir. Bebeklerde arrest nedenleri konjenital malformasyonlar, prematürite komplikasyonları ve ABÖS’dur (32, 33, 48). ABÖS bir yaş altında sıklıkla 2. ve 4. 8 aylarda meydana gelen açıklanamayan ölümlerdir ve en kötü prognoza sahiptir.

ERİŞKİN TEMEL YAŞAM DESTEĞİ

Solunumu ve/ veya kalbi durmuş kişide, yapay solunum ile akciğerlere oksijen gitmesini, dış kalp masajı ile kalpten kan pompalanmasını sağlamak için yapılan ilaçsız ve tıbbi malzemesiz uygulamalar temel yaşam desteği olarak adlandırılır.Temel yaşam desteğinin amacı; dokulara acil oksijen desteği sağlanarak oksijensizlik nedeniyle hayati organlar da meydana gelebilecek, geri dönüşü olmayan hasarları önleyip hasta veya yaralının hayatta kalma şansını artırmaktır. Araştırmalar arreste tanık olan kişinin TYD’ne başlamasının sağ kalımı 2 ile 3 kat artırdığını göstermiştir. TYD eğitimi hem sağlık çalışanlarının hemde sağlık çalışanı olmayan diğer personelin alması önerilmiştir. En son 2010 yılında yayınlanmış kılavuzlarda TYD protokollerinde sağlık personeli ve ilk yardımcı tarafından yapılacak uygulamalar açısından farklılıklar bulunmaktadır. TYD basamakları sıralamasında yetişkinler ve 14 pediyatrik hastalar (çocuklar ve infantlar dahil, yenidoğanlar hariç) için “ C-A-B” (Dolaşım, Havayolu, Solunum)’dir. Sağlık profesyonelleri için de TYD’de aynı sıralama geçerlidir (Sınıf IIa, LOE B). Kardiyak arrestlerin çoğu için KPR kritik temel elementleri kalp masajı ve erken defibrilasyondur. C-A-B sıralamasıyla, kalp masajı daha kısa sürede başlamış olacak ve ventilasyon çok az geçikmiş olacaktır. “Bak, Dinle, Hisset” uygulaması faydasız ve zaman alıcı bulunmuş ve 2010 yılı TYD akış şemasından çıkarılmıştır. Değişiklik sağlık profesyonelleri içinde geçerlidir

Kurtarıcı ve Mağdur Güvenliği Kaza sonuçlarının ağırlaşmasını önlemek için olay yerinin değerlendirilmesi gerekir. Oluşabilecek tehlikeleri belirleyerek güvenli bir çevre oluşturulmalıdır. Kesinlikle olay yeri güvenliği sağlanmadan hasta veya yaralıya müdahale edilmemelidir. Etrafta bulunan kişilerden ya da hasta veya yaralının yakınlarından hızlı bir şekilde görüşerek bilgi alınmalı, hasta veya yaralının yanına hemen diz çökülmeli ve bilinci kontrol edilmelidir

Değerlendirme (Bilinç Durumu ve Solunumun Değerlendirilmesi)

Hasta veya yaralı sert bir zemine sırt üstü yatırılmalıdır. Sırt üstü pozisyona getirilirken baş- boyun ve gövde ekseni bozulmadan çevrilmelidir, ancak baş boyun yaralanma şüphesi varsa çok gerekli olmadıkça pozisyon değiştirilmemelidir. Hasta /yaralının omzuna yavaşça dokunulmalı “Nasılsınız?” “İyi misiniz?” diye sorulmalıdır.

Bilinç açık, cevap veriyor; Güvenli bir pozisyon verilmeli veya bir tehlike söz konusu değilse olduğu pozisyonda bırakılmalıdır, kazazedenin neyi olduğunu bulmaya çalışmalı ve gerekiyorsa yardım çağırılmalıdır. Yardım gelene kadar sık sık tekrar değerlendirilmelidir. Bilinç açık, solunum sıkıntılı; Yabancı cisim aspirasyonu düşünülmelidir. Dolaşımı ve solunumu etkili ancak bilinci kapalı; Havayolunu açık tutmak ve aspirasyon riskini azaltmak için derlenme pozisyonu (Recovery Pozisyonu) verilmelidir.

Derlenme Pozisyonu (Recovery pozisyonu

Derlenme pozisyonu için kazazedenin eğer gözlüğü varsa çıkarılmalıdır. Kazazedenin yanına diz çökülmeli, her iki bacağı düz bir şekilde uzatılmalı, yakın olan kolu vücudu ile dik açı yapacak şekilde, dirsekten bükerek avuç içi yukarı bakacak şekilde yerleştirilmelidir. Uzaktaki kolu göğsü çaprazlayacak şekilde getirilmeli, el sırtı kurtarıcıya yakın olan yanağa bakacak şekilde yerleştirilmelidir. Diğer elle uzaktaki bacağı diz ekleminin üst bölümünden kavrayarak ve çekilmeli, ayak tabanı yere basacak şekilde yerleştirilmelidir. Kazazedenin yanağının yanında duran eli tutulmalı, kazazedenin uzaktaki bacağı çekerek çevrilmeli, üstteki bacağı hem kalça hemde diz ekleminde dik açı oluşturacak şekilde ayarlanmalıdır. Baş hava yolunun açık kalmasını sağlayacak şekilde geriye doğru itilmeli, solunumu düzenli olarak aralıklarla kontrol edilmelidir. Eğer kazazedenin otuz dakikadan daha fazla bu pozisyonda kalması gerekiyorsa, kazazede karşı yöne çevrilmelidir. Bilinç kapalı solunum yok ya da anormal soluyorsa (gasping): Kazazede solumuyor veya arasıra gasping hareketleri ya da zayıf solunum çabaları var ise, hasta supin pozisyonuna getirilmeli, yardım için biri gönderilmeli ve acil yardım aranmalıdır ve göğüs kompresyonuna başlanmalıdır.

Bildirme Olay / kaza

mümkün olduğu kadar hızlı bir şekilde telefon veya diğer kişiler aracılığı ile gerekli yardım kuruluşlarına bildirilmelidir. Türkiyede ilk yardım gerektiren her durumda telefon iletişimleri, 112 acil telefon numarası üzerinden gerçekleştirilir. 112 arama sırasında: Sakin olunmalı ya da sakin bir kişinin araması sağlanmalıdır 112 tarafından sorulan sorulara net bir şekilde cevap verilmelidir Hangi numaradan aranıldığı söylenmelidir Hasta / yaralı için olayın tanımı, yeri, kişi sayısı bildirilmelidir. Olay yeri açık adres olarak tariflenmelidir. Telefon görevlisi, tanıkların kardiyak arresti süratle tanımasına yardımcı olmak için, yetişkin kurbanın cevap yokluğu, soluyup solumadığı ve gözlenen solunumun normal olup olmadığını özellikle araştırmalıdır. Telefon görevlisi kardiyak arrest farkındalığını iyileştirmek için kurtarıcıların agonal iç çekmelerini belirleyebilmesine yardımcı olma konusunda özel olarak eğitilmelidir. Özetle telefon görevlileri profesyonel acil müdahale ekibini harekete geçirmeye, muhtemel kardiyak arrest hastayı belirlemeye, eğitimi olmayan kurtarıcının KPR başlatmasına yardımcı olmak için sadece bası ile KPR talimatlarını vermelidir Dolaşımın Değerlendirilmesi (C)

Nabız Kontrolü: Dolaşımın olup olmadığının anlaşılmasının en etkin yolu 10 saniye içinde karotis nabzının palpasyonudur. Nabız değerlendirilmesi sadece sağlık çalışanlarına önerilmektedir.

Karotis arter nabzı, en elverişli 17 yerleşime ve güvenilirliğe sahiptir. Karotis arterin lokalizasyonu için, bir el ile başın geriye pozisyonu sürdürülürken, diğer elin 2 - 3 parmağı ile trakea lokalize edilmeli, sonra parmaklar trakea ile sternokleidomastoid kası arasındaki oluğa doğru kaydırılmalıdır. Her iki karotis arterin aynı anda palpasyonu, serebral kan akımını etkileyebileceğinden önerilmemektedir. Nabız palpasyonunda karotis artere alternatif ise femoral arterdir. Femoral arter inguinal ligamentin hemen altında, yaklaşık olarak spina iliaka anterior superior ile pubik tüberkülün ortasındadır.

Göğüs Kompresyonu: Kalp basısı uygulamak için göğüs kemiğinin alt ve üst ucu tespit edilerek alt yarısına bir elin topuğu yerleştirilir. Diğer el bu elin üzerine yerleştirilerek parmaklar kilitlenir. Üstteki el ile altta bulunan el yukarıya doğru çekilerek alttaki elin ayası ve parmaklarının hasta veya yaralıya temas etmesi önlenir. Aksi durumda uygulanan güç dağılır. Dirsekleri bükmeden, omuzlar düz şekilde ve hasta veya yaralının üzerine tam dik olacak şekilde pozisyon alınır. Omuz ve bel kaslarından kuvvet alınmalıdır. Basıyı tam uygulayabilmek için hasta veya yaralıya yakın mesafede durulmalıdır. Göğüs kemiğine 5 cm (2 inç kadar) çökecek şekilde bası uygulanır. Basınç, aşağı doğru ve dik olarak uygulanmalıdır. Basınç, sadece göğüs kemiği üzerine uygulanmalı eller sabit tutulmalı ve hareket ettirilmemelidiR.

Kalp Masajı Uygulaması

Göğüs kemiğine bası uygulama ve kaldırma ritmik olarak yapılmalıdır.Uygulamaya, 1Ve, 2Ve, 3Ve,… 9Ve, 10, 11,…30 diye sayılarak 30 bası şeklinde devam edilir. Bu sayede bası ve gevşeme arasındaki zaman eşitlenmiş olur. Kalp masajı, dakikada en az 100 bası olacak şekilde uygulanır.

Hava Yolu Açıklığının Değerlendirilmesi (A)

Hasta veya yaralının sıkan giysileri varsa gevşetilir. Ağız içi kontrol edilerek yabancı cisim varsa çıkartılır, ağızda takma diş, yiyecek parçaları, kusmuk vb. cisimler hava yolunun tıkanmasına sebep olabilir. Bu işlemler yapılırken kesinlikle ağız içine körlemesine temizlik yapılmamalıdır. Hava yolunu açmak için hasta veya yaralıya, travma bulgusu yok ise baş-çene pozisyonu (Head Tilt-Chin Lift) verilmelidir. Travma bulgusu olan hasta için çene itme manevrası (Jaw-Thrust Manevrası) kullanılmalıdır.Bir el alına yerleştirilmeli, diğer elin iki parmağı çenenin altına yerleştirilmeli, baş geriye doğru itilmelidir. (Head Tilt Chin Lift) çenede öne doğru çekilerek hava yolu açıklığı sağlanmalıdır.

Servikal vertebra yaralanmasından şüphelenilen hastalarda çenenin kaldırılması yeterlidir. Bu manevra sağlık çalışanları tarafından uygulanmalıdır. Çene kaldırma manevrası başarısız olursa hava yolunu açık tutacak kadar baş geriye doğru hafifçe itilmelidir.

Solunumun Değerlendirilmesi ( B)

Solunumu durmuş bir kişiye suni solunum yapılmalıdır. Yeni kılavuzda eğitimli kurtarıcı ve sağlık çalışanı için 2 soluk verilmesi önerilmekte, sağlık dışı kurtarıcı için, istekli ise yapılması vurgulanmaktadır.

Erişkinde suni solunumun, ağızdan ağıza ve ağızdan buruna olmak üzere iki şekilde yapılabileceği belirtilmiştir. Akciğerlere 400- 600 ml hava gidecek şekilde ya da yaralının göğsünü yükseltmeye yarayacak kadar, her biri 1 saniyede 2 kurtarıcı nefes verilmelidir.

Yetişkinlerde Ağızdan Ağıza Suni Solunum:

Baş çene pozisyonu tekrar verilerek hava yolu açıklığı sağlanmalı, alındaki elin baş ve işaret parmakları ile burun kanatları hava dışarı kaçmayacak şekilde kapatılmalı, ilk yardımcı yaralının ağzını hava kaçmayacak şekilde kendi ağzı ile kavramalı göğsünü kaldıracak kadar nefes vermelidir. İlk yardımcı kendini, bulaşabilecek infeksiyonlara karşı korumak amacıyla hasta veya yaralının ağzı üzerine bez parçası, gazlı bez vb. malzemeyi yerleştirebilir

Verilen nefesin, göğüs kafesini yükseltip yükseltmediği gözlemlenmeli ve akciğerlerin direnci hissedilmelidir. Nefesin kendiliğinden geri çıkabilmesi için hasta veya yaralının ağzı ve burnu açık bırakılmalıdır. Nefes verme sırasında yükselen göğüs kafesinin inişi gözlenmelidir. Aynı şekilde ikinci nefes verilmelidir. Bu iki nefes 2 kurtarıcı solunum olarak adlandırılır. Verilen her nefesin arasında nefesin verilmesi beklenmelidir. TYD’i 30 göğüs basısı, 2 suni solunum şeklinde koordineli olarak uygulanmalıdır (30: 2). Eğer göğüs 21 kafesi, verilen nefese rağmen yükselmiyorsa, hava yolu yabancı cisim ile tıkalı olabilir, baş çene pozisyonu doğru verilmemiştir ya da verilen nefes miktarı yeterli değildir. Bu durumda hastanın hava yolu kontrol edilmeli, baş çene pozisyonu tekrar verilmelidir.

Ağızdan Buruna Suni Solunum:

Bazı durumlarda ağızdan ağza suni solunum yapılamadığında; çene kilitlenmesi, ağzında veya alt çenesinde ağır yaralanması olan hasta veya yaralıda, ağzın açılamadığı durumlarda, yine ağzında diş olmayan kişilerde ağzı kapatmak mümkün olmadığından, ağızdan buruna suni solunum tercih edilebilir. Bir el soluk yolunun açıklığını sürdürmek, başın pozisyonunu korumak için hastanın alnında dururken, diğer el ile ağız kapatılmalıdır. Hasta veya yaralının ağzı tamamen kapatıldıktan sonra alınan nefes burundan verilmelidir. Verilen nefesin rahatça çıkabilmesi için burun açık bırakılırken ağız daha hafif aralanmalıdır. Suda boğulmalarda ve travmalar da ilk yardımcı yalnız ise 30 göğüs basısı ve 2 suni solunum uygulaması 5 tur yapıldıktan sonra 112 aranmalıdır.

Defibrilasyon (D)

Defibrilasyon, miyokard kitlesini depolarize etmek ve koordine elektriksel aktivitenin oluşmasını kolaylaştırmak için miyokardı baştan sona geçen yeterli büyüklükteki elektrik akımıdır. Defibrilasyonda manuel defibrilatörler ve otomatik eksternal defibrilatörler (OED) kullanılır. Tüm sağlık personeli ve sağlık personeli haricindeki kurtarıcılar temel yaşam desteğinin ayrılmaz bir parçası olan OED’i kullanırlar. OED’ler, kardiyak arrest vakalarında sağlık personeli olan ve olmayan kurtarıcılara ses ve görüntülerle güvenli defibrilasyon için rehberlik eden hassas, güvenilir kompüterize aletlerdir. Hastane dışı ani kardiyak arrestlerde sağ kalım hızını artırmak için ilk müdahale eden kişinin KPR yapması ve OED kullanması önerilmektedir. 2010 AHA Kılavuzu, tanıklı kardiyak arrest ile karşılaşılma olasılığı relatif olarak daha yüksek olan kamu alanlarında (hava alanları, gazinolar, spor alanları) OED programlarının kurulmasını tekrar önermektedir. OED kullanımında hastanın belden yukarısı soyulmalıdır, cildin kuru olduğundan emin olunmalı gerekiyorsa hastanın cildi kurulanmalıdır. Cihaz çalıştırılmalı, pedlerin paketi yırtarak açılmalı, birini göğsün üst kısmına ikincisini de alt kısmına yerleştirilmelidir, cihaz ritim kontrolü yaparken 22 hiç kimsenin kazazede/hastaya dokunmadığından emin olunmalı eğer şok endikasyonu varsa şok düğmesine basılmalıdır. Nabız ve ritim kontrolü yapılmadan kalp masajına devam edilmeli, iki dakika (5 tur) uygulamadan sonra nabız ve ritim kontrolü yapılmalıdır. Şok verilecek bir ritim varsa tekrar şok verilmelidir. Hastanade yatan hastalar için kardiyak açıdan riskli hastaların monitorizasyonu, VF gelişen hastalarda hızlı defibrilasyon sağlaması açısından önerilmektedir.

Yabancı Cisim ile Hava Yolunun Obstrüksiyonu (YCHO)

Hava yolunun yabancı cisim ile obstrüksiyonu, yaygın olmayan ama tedavi edilebilme potansiyeli bulunan bir kaza eseri ölüm nedenidir. Vakaların %1’den az bir kısmı ölümle sonuçlanmaktadır. Yetişkinlerde en yaygın hava yolu obstrüksiyon nedeni balık, et veya tavuk gibi yiyeceklerdir. Boğulmalar çoğu yemek yemekle ilgili olduğu için, bu olaya sıklıkla tanık olanlar olmaktadır. Böylece, kazazedeye henüz bilinçli iken erken müdahale edebilme şansı doğmaktadır. Yabancı cisimler hafif veya ciddi hava yolu obstrüksiyonuna neden olabilirler. Hafif ve ciddi Bilinç kapalı KPR 30:2 OED bağlanıncaya kadar OED temini için 112 yi ara/ birini gönder OED ritim analizi Şok öneriliyor Şok önerilmiyor 1 şok 120-200 j bifazik/ 360 j monofazik Derhal KPR uygula 30:2 iki dakika Normal soluyuncaya kadar devam edin 23 hava yolu obstrüksiyonunu ayırt etmeye olanak sağlayan belirti ve semptomlar özetlenmiştir

Соседние файлы в предмете [НЕСОРТИРОВАННОЕ]