Добавил:
Upload Опубликованный материал нарушает ваши авторские права? Сообщите нам.
Вуз: Предмет: Файл:
ГЭК Тест.Документ Microsoft Office Word.docx
Скачиваний:
0
Добавлен:
01.07.2025
Размер:
144.82 Кб
Скачать

28. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde şimdiki zaman geniş zaman anlamında kullanılmıştır?

  1. Ayhan kendisine gőnderilen kitapları yarın alıyor. B) Şimdi, Bűyűk Tiyatro’da “Ocak” adlı eser sahnelenecek. C) Bu dükkanın camında her zaman süslü kadınlar, er­kekler, çocuklar duruyor. D) Galiba yağmur yağacak; ayaklarım sızlıyor. E) Yarın akşama doğru akrabalarını görmek onlarla konuşmak istiyor.

29. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde fiil “başkasından duyma” anlamında değildir?

A) Teşekkűrű bir borç alarak bilirmiş. B) Őğretmen dűn Ahmet’e çok kızmış.

C) Bu akşam da ders çalışıyormuş. D) Sinema için bilet alalım.

E) Eve yalnız gidecek miymiş?

30. I. bizi istediğimiz yere

II. kısa zamanda

III. uçaklar

IV. götüren mükemmel araçlardır

V. çalışan araçlardır.

Yukarıdaki sözlerden anlamlı bir cümle oluşturduğunda hangisi bu cümlede yer almaz?

  1. I b) II c) III d) IV e) V

Varyant 4 Okuma-anlama

  1. Hayatimin sinavi

Ewan 22 yaşına o sene basmıştı. Kendinden emin, çok zeki ve çok çekici bir genç adam olmanın asaletini taşıyordu. 10 gün sonra Kore'deki bir savaşa katılmak üzere İngiltere'den ayrılacaktı. Hiçbir şeyden korkmuyordu, ama duygusallığı nedeniyle, ülkesinden ayrılma fikri zor geliyordu ona.

Ağır adımlarla büyük kütüphaneden içeriye girdi, bir kitap alıp oturdu ve okumaya koyuldu. Gerçekten de çok güzel temalara değinmiş etkileyici bir kitaptı elindeki. Ama daha da güzel olanı kitabı daha önce başkasının da okumuş ve bazı yerlere notlar almış olmasıydı. Okuyanın notlar aldığı bölümler Ewan'i da derinden etkiliyor, notları okudukça sarsılıyordu. Kim olabilirdi bu? Hemen kütüphane memuresine gitti ve daha önce kitabı okuyan kişinin kim olduğunu öğrendi. Holly adında bir kadındı. Adresini aldı ve eve varır varmaz bir mektup yazdı:

Büyük Kütüphanede bir kitap okudum. Eklediğiniz notlar karşısında hayranlık duyduğumu belirtmeliyim. 10 gün sonra Kore'ye gidiyorum. Sizi tanımak ve sizinle mektuplaşmak istiyorum. Yanıtınızı sabırsızlıkla bekliyorum.'

Holly'den olumlu yanıt geldi ve mektuplar ardı arkasına yazılmaya başlandı. Her yeni mektupta birbirlerinden biraz daha etkileniyor, yüreklerini birbirlerine biraz daha açıyorlardı. İki sene bu şekilde geçip gitti. Ewan ve Holly birbirlerine belki binlerce mektup yazmış, her mektuptan ayrı tatlar almışlardı. Ewan'ın ülkeye geri dönme zamanı gelmişti. Son mektubunda Holly'i görmek istediğini yazdı. 'Ancak seni tanıyabilmem için bana bir resmini gönder lütfen.' diye ekledi. Holly buluşmayı kabul etti, fakat resmi göndermedi. 'Resmin ne önemi var ki? Bizi ilgilendiren kalplerimiz değil mi? Yakama kırmızı bir çiçek takacağım.' dedi. 

Günler birbirini kovaladı ve Ewan ülkeye döndü. Trenden indiği ilk anda gözleri Holly'i aradı. Bir müddet bakındı, sonra kalabalığın arasından şimdiye dek gördüğü en güzel kadın belirdi. Uzun boylu, çok güzel, uzun sarı saçlı, masmavi iri gözleri ve mavi elbisesiyle muhteşem bir kadındı. Kadına doğru bir adım attı, ama yakasında hiç bir şey yoktu. Kadın gözlerine baktı ve 'Merhaba asker, benimle gelmek ister misin?' diye sordu. Tam o sırada güzel kadının omzunun üzerinden, yakasında kırmızı çiçek olan kadını gördü. Kısa boylu, şişman sayılacak kiloda, gri kısa saçlı, tozlu uzun pardösüsü ve kalın bilekleriyle öylece duruyordu. Ewan şaşkındı. Az önce hayatında gördüğü en güzel kadından bir teklif almıştı, ancak karşısında da yüreğine aşık olduğu kadın duruyordu. Kendini toparladı ve yanından geçen dünyalar güzeli kadına aldırmadan ilerledi. Elinde Holly'le birbirlerini tanımalarını sağlayan kitap vardı. Elini uzattı, 'Merhaba Holly' dedi gözlerinin içi gülerek. 'Pardon' dedi kadın. 'Ben Holly değilim. Az önce buradan geçen sarı saçlı, mavi elbiseli bayan yakama bu çiçeği taktı ve bunun 'hayatının sınavı' olduğunu söyledi. Sizi garın çıkışındaki kafede bekliyormuş.. .' 

Aşağıdaki sorulara yanıt verin:

  1. Ewana niçin ülkesinden ayrılmak zor geliyordu?

  1. Korktuğu için b) savaşa gitmek istemediği için c) duygassalığı için

d) emin olmadığı için e) genç olduğu için

2. Ewanı kütüphanede çok etkileyen nedir?

a) mektup b) eski kitap c) kütüphane memuru d) Kore e) not

3. Hollyden nasıl bir cevap geldi?

a) olumlu b) olumsuz c) etkileyici d) beklenen e) olumlusuz

4. Ewan istasyonda Hollyi nasıl tanıyacaktı?

a) resmini gönderdi b) önce bulışmuştu c) kütüphanede karşılaştı

d) üzerine kırmızı çiçek takacaktı e) kısa boylu, şişman, kısa sçlı kızdı

5. Ewan trenden indiğinde ne yaptı?

a) Hollye el sağladı b) Hollyile kucaklaştı c) Hollyi gözleriyle aradı

d) Hollyi tanıdı e) Hollye koştu

2. TÜRK BİLEZİKLERİ

Bileziğin geçmişi insanlık tarihi kadar eskidir. Birçok takı çeşidinde olduğu gibi üzerindeki figürler işlemler incelendiğinde ilk takıların gizli güçlere, büyüye karşı yapıldığı anlaşılmaktadır. İlk bilezikler ahşap, taş ve yumuşak madenlerden yapılmıştır. Daha sonra da yaygın olarak altın, gümüş gibi değerli madenlerden yapılmaya başlanmıştır. Tabi bunların gerçekleşmesi için binlerce yıl geçmiştir.

Zamanımızda ise bilezik yapımı iki ayrı zevk ve beğeniyle hiç önemini yitirmemiştir. Bunlardan birincisi eskiyi taklit eden klasik tarz; diğeri ise çağın durumuna göre değişen modern tarzdır. Bilezikler ev kadınından kraliçelere kadar her kültür seviyesinden kadının zevkle taşıdığı bir süs eşyasıdır.

Bu bileziklerin kutsallıklarının yanı sıra birçok faydalı özelliklerinin olduğuna inanılmaktadır. Bakır bileziğin çeşitli ağrılara iyi geldiği, Türkler için çok önemli olan akik taşının zehirli hayvanların ısırıklarına karşı koruduğuna, bakır veya gümüş bileziğin insanın vücudundaki elektriği aldığına inanılmaktadır. Çağımızda bilezikler daha çok altından yapılsa da gümüşten yapılan üstü nakışlı bilezikler apayrı bir yer tutar. Bileziklerin günümüzde plastikten tutun da boncuklarla yapılan birçok çeşidine rastlanmaktadır.

Türkiye’de yapılan bilezikler yapıldığı yörenin kültürel özelliklerini ve o yörenin adını taşır. Kayseri Burması, Trabzon Hasırı, Halep İşi gibi ve bunlardan başka birçok çeşidi vardır. Altın bilezikler özellikle düğünlerde genç kızlarımızın vazgeçilmez takıları arasındadır. Erkeğin zenginlik durumuna göre geline mutlaka altın bilezikler takılır.

Bileziğin ayağa takılanlarına “Halhal” denmektedir. Bu kelime Arapça’da ayak bileği anlamına gelmektedir. Bu halhallar Hindistan’dan Afrika’ya Anadolu’ya kadar birçok yerde kullanılmıştır. Halhal güzel zarif görünüşünün yanı sıra güzel hoş bir ses çıkarır. Anadolu’da kadınlardan başka bağda bahçede çalışan işleriyle meşgul olan analar küçük çocuklarının ayaklarına da takmışlar kolayca çocuklarının nerede oynadıklarını bulmuşlardır.

Bilezikler Türk toplumunun kendi kültüründen özellikler taşıyarak ayrılmaz bir parçası olmuştur.

Aşağıdaki sorulara yanıt verin:

1. Bilezikler ilk önceleri niçin yapılmıştır?

  1. Güzel görünmek için b) Dikkat çekmek için c) Gizli güçlere ve büyüye karşı korunmak için d) Sağlık için e) Zenginliği göstermek için

2. İlk bilezikler nelerden yapılmıştır?

  1. Ahşap, taş ve yumuşak madenlerden b) Bakır, demir ve altından c) Gümüş, altın ve elmastan d) İplik ve sert madenlerden e) Plastik ve naylon ürünlerden

3. Sonraki yüzyıllarda bilezikler hangi madenden yapılmıştır?

a) Altın ve gümüş b) Tahta ve plastik c) Bakır ve akik d) Plastik ve naylon e) Demir ve gümüş

4. Bileziği genellikle kimler takar?

a) Kadınlar b) Bebekler c) Erkekler d) Erkek çocukları e) Dedeler

5. Türkler için çok önemli olan akik taşının ne faydası olduğuna inanılmaktadır?

  1. Stresi aldığına b) Vücuttaki elektriği aldığına c) Zehirli hayvanların ısırıklarına karşı koruduğuna d) Vücudu dinlendirdiğine e) Uğur getirdiğne